Astroloji Nedir?
Astroloji, en kısa ve en açıklayıcı tanımıyla “Olasılıklar ilimi”dir. Burçların gezegenlerle, sabit yıldızlarla, asteroidlerle olan ilişkilerini olasılıklar ve matematiksel hesaplarla açıklar.
Astrolojinin Başlangıcı
Neredeyse insanlığın başlangıcından beri gökyüzüne duyulan merak, gökyüzünde olan olayların yeryüzünü etkilemesi düşüncesi hatta gök cisimlerine tanrılık atfedilmesi insanları astrolojiye yönlendirmiştir. Yazının keşfinden önce insanların astrolojiye ne kadar ilgili oldukları bilinemese de ilk önce zamanı ölçmek için astrolojiyi kullanmışlardır. Bu amaçla, Ay’ın fazlarını taşlar, boynuzlar, kemikler üzerine çizmişlerdir. Mevsimleri anlamak içinse Güneş’in hareketlerini kullanmışlardır. Yine Güneş’in doğuşu, yükselmesi, alçalması, batışı gibi olaylara anlamlar yüklemişlerdir. Zamanı, mevsimleri anlamak çabasının yanı sıra gökyüzü hareketleri dinsel ritüellerle de iç içe geçmiştir.
Bilinen ilk yazılı astroloji belgesi olan Enuma Anu Enlil tabletleri M.Ö. 1700lü yıllarda Babiller tarafından yazılmıştır. Tabletlerin ismindeki Anu gökyüzü tanrısı, Enlil ise yeryüzü tanrısıdır. Enuma Anu Enlil tabletlerinin bir parçası olan Venüs tabletinde ise Venüs’ün hareketleri incelenip, bu hareketlere göre öngörülerde bulunulmuştur. Başlangıçta bu öngörüler hava durumları, toprak verimliliği gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktaydı, özellikle Ay ve Güneş’in hareketlerinin yeryüzündeki maddi olayları etkilediği düşünülmekteydi. Yine Babil kütüphanelerinden birinde bulunan Mul Apin dokümanının ise MÖ 687’de yazılmış ilk yıldız kataloğu olduğu düşünülmektedir bu da gökyüzü haritasının çıkarılması yolundaki ilk çabalardan biridir. Başlangıçta, Babiller Güneş’in gökyüzünde izlediği yolu 3’e bölmüşlerdir ve 36 önemli yıldızları vardır. MÖ 700 civarında ise 18 takım yıldızlı Zodyak kuşağını kullanmaya başlamışlardır. Yani insanlar MÖ 2000’lü yıllardan beri gökyüzünü anlamaya çalışmaktadırlar.
Tarihte Bilinen İlk Doğum Haritaları
Günümüz astrolojisine daha yakın gelişmeler ise MÖ 500’lü yıllarda Persler zamanında ortaya çıkmaktadır. Pers döneminde Magi rahipleri insanların doğduğu andaki gökyüzünün şeklini çıkartıp ilk doğum haritalarını oluşturmuşlardır.İlk zamanlar doğum haritaları daha çok rahipler tarafından krala yardımcı olacak öngörülerde bulunmak için kullanılsa da milattan hemen önce halk arasında da yayılmaya başlamıştır.
MÖ.317 yılına kadar ki 400 yıllık zaman diliminde Babil’den gözlemlenebilen tüm ay tutulmalarını gösteren tabletler bulunmuştur. Astronomi ile ilgili ilk tabletin tarihi MÖ. 8. y.y.a kadar gider.
Zodyak nedir? Zodyak’ın Keşfi
Bu dönemde Yunan hükümdarı Büyük İskender’in Mezopotamya’yı fethi sonrasında gelişmeler hızlanmış ve aslında biraz karışmıştır. Yunan kültürü ve Mezopotamya kültürü birlikte çalışmıştır. Eşit olmayan 12 takım yıldızı eşit olarak düşünülmüş ve 12 aya denkleştirilmiştir. Böylece 30°’den oluşan 12 burç elde edilmiştir. MÖ 200lü yıllarda ise haritalarda Zodyak burçları derecelerle beraber kullanılmaya başlamıştır.
Takım yıldızlara göre oluşturulan sidereal zodyakın yanı sıra mevsimlere göre oluşturulan tropikal zodyak da bu dönemde kullanılmıştır. MS 100 civarında Ptolemy’nin hazırladığı kitaplarda tropikal zodyak anlatıldığı için Batı astrolojisinde daha çok tropikal zodyak, doğu astrolojisinde ise sidereal zodyak kullanılmaya devam edilmiştir. Günümüz modern astrolojisi ise her iki zodyak çeşidini kullanmakla beraber, tropikal zodyak daha çok rağbet görmektedir.
İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ VE YAKILIŞI
Astrolojinin geçmişi ve tarihi gelişimi hakkında bu kadar az bilgiye ve kaynağa sahip olmamızın en önemli sebebidir meşhur İskenderiye Kütüphanesi’nin yakılması… İskenderiye kütüphanesi, MÖ 3. yüzyılın başlarında Mısır’ın İskenderiye kentinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphanedir. Döneminin en önemli bilim merkeziydi. İçerisinde her bilimle ilgili el yazmaları, inceleme odaları ile birlikte çok büyük bir gözlemevi de vardı. Daha sonraki yazarların aktarımlarından bildiğimiz kadarıyla Mısır firavunlarının İskenderiye Kütüphanesi’nde saklanan çok kapsamlı eserleri vardı. Genel olarak kabul edilen görüşe göre MS 4. Yy civarlarında Bizans’ın Mısır’ı işgali ve Hristiyanlığı yayma çabaları sırasında o zamanki halkın kendi dinleri olan paganlığa sahip çıkmasıyla bir ayaklanma başlamıştır. Bu ayaklanma sonucunda ise İskenderiye Kütüphanesi’nin pagan kültürünü barındırdığı görüşüyle bütün el yazmaları toplanmış ve şehrin hamamlarında yakılmıştır. Bütün kütüphane ise yerle bir edilmiştir. İşte bu yağma sırasında İskenderiye kütüphanesinde bulunan bütün astrolojik eserler de yok edilmiş, insanlık bir bakıma zaten çok iyi bildikleri astrolojiyi yeniden keşfetmeye mecbur bırakılmıştır.